B: Ne zaman, nerede doğdun?
Ahmet Yıldırım: 2003 yılında İstanbul da doğdum
B: 2003 Uluslararası Tatlı Su Yılı ilan edilmiş. İlginç. Aklında yankılanan ilk anın , kendine dair hatırladığın ilk şey nedir?
Ahmet Yıldırım: Hiç birşey hatırlamıyorum abi :)
Ahmet Yıldırım: Hatırladım.
Ahmet Yıldırım: Baştan alayım.
Ahmet Yıldırım: 22 aralık 2003 yılında İstanbul Bağcılarda doğdum.
B: haehahah. ilk hatırladığın şey Bağcılar mı?
Ahmet Yıldırım: Kendime dair pek güzel anım değil ama 4. Sınıfta okulun tiyatro kumbarasını alıp okuldan kaçmaktı ☹️
B: haehuehuauhea. peki bu devasa hazine ile ne yaptın?
Ahmet Yıldırım: Valla iyilik olsun diye bi tane abladan 1 tl ye mendil almıştım; şimdi günah mı işledim sevap mı onu düşünüyorum.
B: 1 tl si dışındakiler o zaman hazinende saklı olarak duruyor. Peki yakalandın mı devamında?
Ahmet Yıldırım: Bir parka geçip geri kalan parayı da bitirmiştik; yanımda suç ortaklarım da vardı ama pek uzun sürmedi ertesi gün parayı geri ödedik:(
B: Gelecekte daha kaliteli planlar yapmanı sağlar belkide. Attığınız taş sinirlendirdiğiniz okul yönetimine değmemiş. Bu güzel ve beklenmedik anı için teşekkürler. Eminim okuyan herkesin aklına küçükken yaptığı minik hınzırlıkları getirmiştir. Zamanda mini yolculuk.
B: Peki seni şaşırtan, durup düşündürten sonra tekrar devam ettirten başına gelen son garip olay nedir?
Ahmet Yıldırım: Hand raila girmeye giderken son gazla gidiyorum sonra giremeyip tribe giriyorum, bazı akşamlar düşünüyorum neden böyle olduğunu; sonra bir daha aynı spota gittiğimde yine aynı şeyleri yaşıyorum. Uzun süredir gitmedim; Acaba girecek miyim?..
B: İlginç. Sormaya devam et ve cevabı bulduğunda bana da söyle. Hayatta kalma korkusunun sınırı nerede başlayıp, nerede bitirilmeli?…
B: Peki kaykaya nasıl ve ne zaman başladın? Seni ne çekti? Devamlılığını ne sağladı?
Ahmet Yıldırım: Hep oturmak için veya basketbol oynamak için decatlhon mağazasının yanına giderdim; bir kaç tane kaykaycı abi vardı ve onlarla tanışıp onlar ne yapıyorsa onu yapıyordum; bana kaykaylar indirime girdiklerini söylediler ben de ertesi gün gidip en ucuz kaykayı alıp hemen başlamıştım ve sanki ilk günden bir şeyler yapmaya basladığımı hissetmiştim. O günden sonra bir tutku haline dönüştü.
B: Kaykaya decathlon seviyesinde başlayıp bu seviyeye gelmen güzel olmuş. Kaykayın sana hissettirdiği şeyi kısaca tanımla desem.. Bir his, bir duygu yada düşünce olarak. Akışta aklına ilk ne gelir?
Ahmet Yıldırım: Yani nasıl anlatılır bilmiyorum ama yeni bir haraket yeni bir şeyler yaptığında gelen o hissi sadece kaykay kayanlar anlayabilir ve bana bir tutku bi bağımlılık etkisi yarattığını söyleyebilirim. Bir kaç kere dedim bırakacağım artık ama max 1 hafta sonra kayma isteği beynimin içerisin de dolaşıyor ve malum bu röportajı yapıyoruz:)
B: hahahah evet kaykayın çekim alanına girdikten sonra o evrende ittirmekten başka bir seçenek kalmıyor.
B: Peki kaykay dışında neler yaparak vaktini geçiriyorsun?
Ahmet Yıldırım: Okula gidiyorum şu an, haftanın 3 günü geri kalan günler hava güzelse kaymayı tercih ediyorum akşam olunca da nadir olarak ders çalışıyorum, çalışmadığım günler video izleyip yine çok nadir kitap okuyorum. Genelde hayatım böyle geçiyor.
B: Ozaman en sevdiğin spot, Dünyada ve Türkiye’de kaymayı hayal ettiğin yerler?
Ahmet Yıldırım: En sevdiğim spot olarak Beşiktaş meydanı seviyorum; park olarak Kalamış da kaymak çok eğlenceli, kaymayı hayal ettiğim yer california ın her yerin de kaymak isterim.
B: Kaymayı en sevdiğin kaykaycılar? İzlemeyi en sevdiğin Türk ve yabancı kaykaycılar kimler?
Ahmet Yıldırım: En sevdiğim kaykaycı Mark Suciu ve Shane O neill
Ahmet Yıldırım: Türk olarak arkadaşım olduğu için söylemiyorum ama Samet Avcı ve Recep Canal ın kayışını seviyorum.
B: Arkadaşın olduğu içinde söylüyorsun. Yoksa arkadaş olarak sevmiyorsun çokta yani. Sadece gününün büyük kısmını geçiyorsun. :D
B: En sevdiğin yemek, içecek?
Ahmet Yıldırım: En sevdiğim içecek enerji içeceği ve yemek olarakta köfte ekmek diyebilirim
B: Etrafındakilerin sende en sevmediği, onları darlayan özelliğin nedir?
Ahmet Yıldırım: Genelde yoktur ama videomu çeken arkadaslarımın içinden küfür ettiğini hissedebiliyorum; bir harakete başladığım zaman telefonumun şarjı bitene kadar deniyorum küçük bi hırsım olduğundan dolayı olabilir.
B: küçük hırslarımız olmasa büyük sıkıcılıklarımız olurdur sanırım. Senin sayende kaliteli kameramanlar yetişiyor diyebiliriz sanırım. :D
B: En sevmediğin renk?
Ahmet Yıldırım: En sevmediğim renk; tüm renkleri seviyorum aslında ama beyaz diyebilirim.
B: Neden?
Ahmet Yıldırım: Beyaz içime sinmiyor nedense; belki de beyaz giydiğim de çabuk kirlenmesi aklıma kazınmış olabilir.
B: Hahaha anne darlaması yanında hediye olarak geliyor tabi.
B: Şimdiye kadar en çok üşüdüğün an?
Ahmet Yıldırım: Boluya kampa gitmiştik arkadaşım fotoğraf çekelim demişti; bende tişörtle çıkmıştım. 5 dakikalığına bişey olmaz diyerek ama eve zor gittiğimi hatırlıyorum. Kanımız kaynıyor tabi ozamanlar hahhaha
B: heauhhue. deli kanlı olmak bunu gerektirir.
B: En sevdiğin hareket?
Ahmet Yıldırım: En sevdiğim haraket backside ollie
B: Tercih ettiğin tahta, turck, teker boyutu?
Ahmet Yıldırım: Tahtayı 8.0 tercih ediyorum, truck 5.0 ve tekerimi de 52 mm
B: Regular, goofy?
Ahmet Yıldırım: Regular
B: Kendine sormak istediğin bir soru?
Ahmet Yıldırım: Korkularını yendikten sonra yapacağın ilk haraket??
B: nooyyss; Korkularını yendikten sonra yapacağın ilk haraket nedir??
Ahmet Yıldırım: Sokak hand raila fronside feeble grind fronside 180 out
B: Son olarak söylemek istediğin bir şey?
Ahmet Yıldırım: Herkese bol kaymalar diliyorum ve hala kaymaya başlamayan varsa kendilerine şunu söylemelerini istiyorum. Neden olmasın??
B: heueahehua. eğlenceli, samimi röportajın için teşekkürler.
Ahmet Yıldırım: Ben teşekkür ederim☺️💖